Merhaba;
Eğitimimize
başladıktan sonra geçen bir ay sürecinde az olmamızın ve
beklentilerin ortak olmasının verdiği avantajla günlerimizi
oldukça verimli geçirerek kendimizi Temmuz grubunun eğitimi için
hazırladık. Bu süreç genellikle çok keyifli kimi zamanda sancılı
geçti. Şimdi ise dün de Emre' nin bahsettiği gibi yeni arkadaşlar
aramıza katıldı.
Aramıza katılmalarıyla onlara güzel bir sürpriz yaparak sunum konularını verdik. “İşletme Okulunda Öğrendiğim 101 Şey” kitabından seçerek her birinin kişiliklerini de ön planda tutarak anlatabileceklerini düşündüğüm konuları dağıttım. Bu konuları vermekte ki amacımız işletme algısını oluşturmaktı. Yeni gelmelerinin heyecanıyla birlikte sunumlarını yaptılar. Biz Haziran grubu olarak daha önce deneyimlediğimiz sunum becerilerini aktarmaya çalıştık. Bu aktarma biçimi ilk bakışta olumsuz bir eleştiri gibi durduysada asıl amacımızın her bir bireyin eğitimin sonunda iyi bir sunum yapabilmesidir. Bu yüzden yaptıkları hatalar ufakta olsa bir arada olmanın verdiği samimiyetle her ayrıntıyı göz önünde bulundurarak değerlendirdik. Umarım bizim deneyimlerimizi önyargısız bir şekilde hayatlarına katabilirler.
Daha sonrasında her
hafta izlemeye çalıştığımız videolardan birini izledik. Bu
video “Köylü Ekrem” adında bir çoğunuzun bildiğini
düşündüğüm bir videoydu. Peki neden bu videoyu izlediğimize ve
sonucunda ne öğrendiğimize gelecek olursak, benim farkındalığına
vardığım şey hayatta en önemli olan değer, iyi ve yararlı
insan olabilmekti. İşletme mezunu olan Ekrem Bey eğitim sistemini
bir türlü kabul edememiş ve kendi tabiriyle gerçek okulun toprak
olduğunu ve yaşanarak öğrenebileceğini düşünmüş, bir çok
işte çalışmasının sonucunda zamanını boşa harcamak yerine
değerlendirerek ve kimseye kendini ispatlamaya çalışmadan heykel
yapmaya başlamış. Taşı ve ağaçları yontarak sonucunda
inanılmaz güzel heykeller ortaya çıkarmış. Bunları anlatmamın
nedeni, bu günün sabahında yapılan sunumlarla alışkanlıklar
doğrultusunda sistemin içinde farkında olmadan öyle bir yaşıyoruz
ki, genellikle düşünmüyoruz ve devam ediyoruz. Kimi yandan da
Ekrem Bey'de de olduğu gibi belirli bir seviyeye gelindiğinde de
hayatta ki bir çok şey farklı algılanmaya başlıyor. Yine de
hangisinin doğru, neye ve kime doğru olduğunun bilinmezliğiyle
kesin bir yargıya varmadan önemli olanın dengeye ulaşmak olduğunu
düşünüyorum.
Kişisel
yorumlarımdan sonra güne nasıl devam ettiğimiz hakkında birkaç
şey söyleyebilirim. Temmuz grubunun da bir an önce bizim
bilgilerimize ulaşabilmesi adına bizim geçtiğimiz yoldan geçmesi
gerektiği için programlama mantığının temelini oluşturmak
amaçlı http://scratch.mit.edu/
adresinden de ulaşabileceğiniz web sitesini kullanarak oyun
programlamaya başladılar. Belirli bir zaman sonunda başarılı
olduklarını söyleyebilirim. Aynı zamanda keyifli bir oyun
olduğundan iyi zaman geçirdiklerini de gözlemledim.
Günün sonuna doğru
ise Şeydanur TIKIR' a ait Ahmet Raşit Hocamızın hazırladığı
referans mektubu üzerinde durduk. Referans mektubunda olması
gereken kriterler nelerdir, nasıl yazılır, referans yazılan
kişinin olumlu yönlerinin ifade biçimi nasıl daha etkili olabilir
gibi özellikler üzerinde durarak değerlendirdik. Referans
mektubunu bizimle paylaşan Şeydanur' a teşekkür ediyoruz.
Ahmet Raşit
Hocamızın Temmuz grubunun da gelmesiyle oluşturduğu yeni
programda olan her gün Haziran grubunun bir üyesiyle bireysel
görüşme yaparak kişisel projeleri yürütmeye başladık. Bu gün
de kişisel proje görüşme sırası bende olmasından dolayı
birlikte çalıştık.
Gece 12 civarında
ise bireysel görüşme bitip geri döndüğümüzde ekibin hala
yüksek motivasyonla çalışmaya devam ettiğini görmemiz ile bu
eğitimin sonunda iyi sonuçlar alacağımızı öngörmüş
olduğumuzu söyleyebilirim.
Ekibimizin
tamamlanmasıyla daha da renkli kişilikler bir araya toplanmış
oldu. Böylelikle bundan sonraki günlerde hem keyifli hem bilgili
zamanlar geçireceğiz gibi gözüküyor. Takipte
kalın.
Sevgiler,
Bihter
Sevgiler,
Bihter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder