Stajımızı takip eden
herkese merhaba,
Temmuz grubu olarak
stajdaki ikinci haftamıza girmiş bulunmaktayız. Bu haftanın ikinci gününe
Gen-Kök Merkezi'nin müdür yardımcısı Servet Hoca ve çalışanlarıyla
öğle yemeği yiyerek başladık. Ardından bir gün önce
belirlenen konularımızı, sunum tekniklerimizi biraz daha
geliştirerek sunmaya çalıştık. Sunumlarımız da bitince günün
geri kalanı ve ertesi gün için yapılacakların planını
oluşturduk.
Haftanın ilk Skype görüşmesini ise Şeydanur Tıkır ile yaptık. Haziran grubuyla daha önce tanışmış olan Şeydanur arkadaşımız bu sefer Temmuz grubu için Skype'taydı. Şeydanur, yakında Georgia State Üniversitesi'nde yüksek lisans programına başlayacak olan Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik mezunu neşeli mi neşeli hayat dolu bir insan. Bir saatlik Skype görüşmemizde bize birçok şeyden bahsetti. Özetle, Ahmet Hoca ile nasıl tanıştığını ve AG Biyoinformatik'te geçirdiği stajı, Kaliforniya'da yaptığı stajı, bir şey öğrenmek için izlediği yolları, biyoinformatik öğrenmek için verdiği uğraşları ve bu uğurda öğrendiği programları anlattı bizlere. Staj ekibimiz için programlamayı öğrenmede zorluk yaşadığımız bugünlerde oldukça motivasyon artırıcı bir konuşma oldu. Kendisine buradan tekrar teşekkür ediyoruz. :)
İftar vaktinin
yaklaşmasıyla siparişini verdiğimiz pizzalarımız geldiğinde
bugünkü akşam yemeğimizi bir değişiklik yaparak Gen-Kök'ün
önündeki çimlerin üzerinde yemeğe karar verdik. Doyurucu ve
keyifli yemeğimizin sonrasında oldukça anlam yüklü ve eğlenceli
bir grup oyunu oynadık. Bu oyunda, uzunca bir ipin çevresinde
gözleri bağlı sekiz kişiden ipi tutarak sırasıyla üçgen,
beşgen ve kare yapmaları istendi. Oyuncuların bazı durumlarda
konuşması yasak, bazı durumlarda serbest, bazı durumlarda da gözü
bağlı oyuncular hareket halinde olabiliyordu. Oyundaki değişen
kriterlere bağlı olarak bazı şekiller oluşturulabilirken
bazıları yapılamadı. Bu oyundan çıkarmamız gereken mesaj ise
grup çalışmasının da bazı durumlarda tehlikeli olabileceği ve
bir liderin yönlendirmesiyle daha olumlu sonuçlar alınabileceği
şeklindeydi.
Oyunumuz bittikten sonra bir de kutlama gerçekleştirdik. Osman arkadaşımızın doğumgününü kendisine sürpriz yaparak hep birlikte kutladık. Kutlama pastasını Moğol İmparatorluğu'nun başlangıcını ve Timuçin'in hayatını anlatan “Cengiz Han” filmi eşliğinde afiyetle yedik. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise Gen-Kök'ün girişindeki merdivenlerde oturup Haziran grubu Django çalışırken, biz de bloglarımızı yazmaya koyulduk.
İyi bir hafta geçirmeniz
dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder