Yeniden merhaba,
Ayrılık rüzgarlarının estiği bu haftamızda hepimiz biraz yorgunuz, muhtemelen bayram tatilinin psikolojik etkisi. Bu günümüz yaptığımız ayrı ayrı çalışmalar ve gidişlerle geçti.
Bugün yine öğlen başladık çalışmaya. Herkes kendi işine bakıyordu: Bihter ve ben bir süredir uğraştığımız işlere devam ettik, Cansu kendi proje çalışmalarına, Emre puzzle'a, Temmuz grubu kod yazmaya ve Ahmet Hoca da hepimize :) Akşam yemeğindeki pizza partimize kadar böyleydik ki o zamana kadar herkes epeyce ilerlemişti. Pizzadan sonra ise veda zamanları vardı: Haziran grubu iki üyesini daha temelli uğurladı. Ben bugün ayrılıklarımızdan bahsetmek istiyorum.
Grup çalışmalarının hem zorlukları hem de kolaylıkları vardır. Kalabalık bir grupta hırslar, kıskançlıklar, birbirini çekememe gibi aşırı doğal duygular kabarıverir. Eğer bunlar boy gösterirse bir grupta, o gruptan pek bir verim beklenmez, hatta işler kötüyte bile gidebilir. Diğer bir yandan eğer bu özellikler bir şekilde bastırılmış veya zaten hissedilmiyorsa, grubu güzel günler bekler :) Bizim yaşadığımız ikincisi oldu... Bugün önce Bihter'i uğurladık, ama O geri dönecek, sonrasında Cansu ve Emre'yi uğurladık, Onlar geri dönmeyecekler. Yedi hafta geçirdik hep beraber ve bence birbirimizden çok şey öğrendik. Birbirinden apayrı altı insanın yedi hafta boyunca bir arada bu kadar uyumlu olması kolay elde edilen birşey olmaz diye tahmin ediyorum. Bir de Temmuz grubuyle geçirdiğimiz üç güzel ve öğretici haftadan sonra da, bizi biraraya getiren Ahmet Raşit Hocamız'ın tecrübelerine ve hislerine teşekkür etmeden geçemem..
Cansu, Ceyhun ve Emre'yi burada aramızda göremeyeceğiz bir daha büyük ihtimalle, keşke gelip sürpriz yapsalar :) Tabii ki ilişkimiz kopmaz o ayrı ama umarım arada bir de olsa toplanabiliriz. Ayrılık üzücü ama telafisiz değil. Tıpkı iki günde biten, bin parçalık üç puzzle'ımız gibi... Üstüne gidilince yapılıyor, hele bir de uyumlu bir grupsak...
Sevgiler,
Elif
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder