14 Haziran 2014 Cumartesi

12 Haziran - Stajın Bir Gününe Sığdırabildiklerimiz

Merhabalar,

Bugün Ahmet Raşit Hoca ile staj programımızın 4. günü. Benim için ise 3. gün. Ne kadar staj programı olarak adlandırsak da aslında çok daha fazlası. Bugünkü yazımda amacımızdan ve buna yönelik eğitimimizden bahsederken aynı zamanda fazlalık olarak bahsettiğim ama bir eğitimin parçası olarak görülmesi gereken, Ahmet Raşit Hocamızın büyük emekleri ile şekillenmiş bir eğitim programının sadece 1 günlük sürecinden bahsedeceğim.

Biyoinformatik Eğitimimiz;

Biz Türkiye de biyoinformatiğe ilgi duyan bir avuç genciz. Türkiye de bu eğitimi istediğimiz gibi verecek bir kurum olmadığından kendi başımızın çaresine bakmaya karar vermiş ve araştırma ve çabalarımız sonucunda Ahmet Raşit Hocayı bulmuş amatörler :). Hepimizin ayrı bir tanışma hikayesi var. Biyoinformatik diye bir alan var bunu öğrenmek istiyoruz ama nasıl ve nereden başlamamız gerektiğini bilmiyoruz. Biz sadece bilmediğimizi biliyoruz. Gerisi ile Ahmet Raşit Hoca ilgileniyor. Yavaş yavaş ilerlerken ilk öğrenmemiz gerekenin “PYTHON” un programlama dili olduğunu öğrendik.

Python son on yılda, hesaplamalı bilimin hem uygulaması hem de öğretimi için mükemmele yakın bir dil olarak görülen ve ücretsiz bir programlama dili. Çok karmaşık işlemleri basit komutlar ile yapmaya olanak sağlıyor. Öğrenmek için de birçok kaynak bulunabiliyor. Özellikle bilimsel araştırmalarda çok kullanılıyor. Hatta çeşitli bilim dallarında kullanılmış için hazırlanmış kütüphaneleri var. Python öğrenmek için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir.

1. http://repl.it/
2. http://www.codecademy.com/
3. İstihza
4. http://docs.python.org/tut/tut.html
5. http://diveintopython3.ep.io/
6. http://www.pythonchallenge.com/
7. http://www.pytr.org/kaynak/
8. Penguencik
9. Stackoverflow

Python öncesinde programlama dili ve nasıl şekillendiği hakkında genel bilgiler edindik. Hiç birimizin programlama geçmişi ve ciddi bir bilgisi yoktu. Sonunda bu gün Python’ a giriş yaptık. İlk olarak belki bir çoğunuza basit gelecek, bize de ileride öyle gelmesini umduğumuz bilgiler öğrendik. Program yazarken Windows için “ Notepad++ ” kullanmamız gerektiği, farklı programlama dilleri arasında geçiş yaparken oluşabilecek karakter tanımama sorunlarını ortadan kaldırmak için ilk satırda “utf-8” kullanılması gerektiğini, değer atamayı, “ number, letter” gibi bazı karakterleri, “while, import, print, list gibi komutların nasıl kullanılacağını ve daha fazlasını “Python Tutorial-Tutorialspoint” i kullanarak öğrenebileceğimizi öğrendik.

Ve Fazlası..

Hepimiz gelirken çok yoğun bir eğitime tabi tutulacağımızı ve tek yönlü değil çok yönlü bir sürece gireceğimizin farkındaydık. Kayseri’ye gelmeden önce uzun süre e-mail üzerinden hocamız ile yazışmıştık. Bu süreçte eğitimin içeriği konusunda fikir sahibi olabilmiştik. Kendi adıma beklentilerimin fazlasını buldum. Ama burada sadece bana düşen kısmından bahsedeceğim.

Terleten Sunumlar

Biyoinformatik öğrenirken aynı zamanda başka yönlerimizi de geliştirmeye çalışıyoruz. Bunlardan biri de (sadece biri) sunum yapma tekniği. Hocamızın direktifi doğrultusunda hem çok iyi bildiğimiz hem de pek bilgi sahibi olmadığımız konular hakkında sunumlar hazırlıyoruz. Böylece hem iyi bildiğimiz bir şeyi anlatırken verilen sürede en iyi ve öz şekilde nasıl sunabiliriz bunu öğreniyoruz hem de hakim olmadığımız bir konuyu karşı tarafa nasıl aktarabileceğimizi. Topluluk önünde kendimizi ifade etmeyi ve etkileyici ve amacına yönelik bir sunumun nasıl hazırlanabileceğini öğrenirken hocamızın eleştiri bombardımanına maruz kaldığımız ise acı bir gerçek:). Ama hepsi daha iyisi için..

Gezimiz

Python’a başlamadan önce enerji depolamak için Nevşehir’i gezdirmesi için Elif arkadaşımıza kendimizi davet ettirdik. Öğleden sonra Python öğrenmeye başlayacağımız için sabahtan erken çıkıp Nevşehir‘e gitmeye karar verdik. Yanımıza yolda yemek için ekmek arası bir şeyler de almayı ihmal etmedik.

İlk Durak Avanos..

Önce Avanos’a gidip güneş ortalığı iyice ısıtmadan Uç Hisar kalesine çıkmaya karar verdik. Biraz Uç Hisar Kalesi hakkında bilgi vereyim. Şehre tepeden bakmak için güzel bir yerde konumlanmış. Uç Hisar kalesi Uç Hisar Kasabası’nda yer alır ve Kapadokya’nın zirvesi ve merkezi olarak geçer. Bir tarafta insanların yaşadığı evler öbür tarafta Peri Bacaları. Uç Hisar Kalesi iki farklı dünyanın ortasında kondurulmuş gibi. Uzun yıllar önce Hristiyanların yaşadığı bilinmekte. Kale içinde bilinmeyen gizli yollarla saklanma amaçlı kullanılmış. Kalenin en üstünde 3 tane mezar bulunmakta. Yine kayalar oyularak oluşturulmuş mezarlardır bunlar. Boyut olarak küçük olduğu için ve kale içindeki geçitlerin küçüklüğünden dolayı bir efsaneye göre cücelerin yaşadığı bir yer denilmekte. Erciyes ve Hasan dağının heybetli manzarasını izlemek için de ideal bir yer. Özellikle sis olmadığı zamanlarda. Uç Hisar Kaleye yakınlığı, bölgenin en güzel vadilerinin bulunması ve çevrede birçok lüks butik otel yapılması nedeniyle özellikle zengin turistler tarafından tercih önemli bir turizm merkezi haline gelmiş. O taraflara yolunuz düşerse bir uğramanızı öneririm. Hatta imkanınız olursa orada bir Peri Bacasına yerleşip bahçesinde kendi meyve ve sebzenizi yetiştirebilirsiniz, vadinin içinde bisiklet sürebilir ve yürüyüş yapabilirsiniz. Hatta aniden karşınıza çıkan bir attan korkabilirsiniz. Emeklilik için güzel bir seçenek :). Huzur dolu keyifli bir gezintiden sonra Göreme tarafına yöneldik.

Göreme..

Peri Bacaları müzesi de diyebileceğimiz Göreme Açık Hava Müzesi’ ne gitmeye karar verdik. Yaşamın peri bacaları ile iç içe sürdüğü Kapadokya'nın şirin beldesi Göreme'nin tarihi anlamda en önemli yeri Göreme Açıkhava Müzesi. Müze kaya içine oyulmuş manastırlar, kiliseler, şapeller, yemekhaneler, mutfaklar ve yaşam alanlarından oluşmakta. Bu bölge Hristiyanlık tarihinde önemli bir kişi olan Kayseri Piskoposu Aziz Basil tarafından 4. yüzyılda bir dini eğitim ve düşünce merkezi olarak kurdurulmuş. Hıristiyanlık düşüncesine bir çok yenilik getiren Aziz Basil'in fikirleri ilk olarak burada öğretilmeye başlanmış. Bölgedeki manastır hayatı 1000 yıl kadar sürmüş. Bu nedenle de çok farklı ülkelerden turistler tarafında ziyaret edilen bir yer.

Girdiğimiz her bir yapı aslında birbirine benziyordu. Duvarlara işlenmiş resimler bile sanki tek bir elden çıkmış gibiydi. Figürlerde aslında bir olayın anlatılmak istendiği belliydi ama biz bunu anlayacak kadar Hristiyanlık bilgisine sahip değildik. Uzun yıllardır varlığını koruyan figürler insanın epey dikkatini çekiyordu. Dinin insan yaşamına ne kadar etki ettiğini ve insanoğlunun ilginç zekasını fark etmemek mümkün değil. Taşlara şekil verilerek yapılmış yemekhaneler, yemek pişirmek için oyulmuş fırın benzeri yapılar insanın oldum olası sahip olduğu yeni şeyler üretme ve doğayı şekillendirme çabasını ortaya koyuyor. Bazı kiliselerin içinde mezarlar vardı. Üzeri cam ile kapatılmıştı ama insan kemikleri gözüküyordu. Sizden çok önce orada yaşamış insanların iskeletini görmek ister istemez meraklandırıyor insanı. Kimdi, ne iş yapardı, oraya ait ne anıları vardı, neler yaşadı ve nasıl öldü? Yıllar sonra müzede iskeletinin sergileneceğini sanırım tahmin edemezdi.

Uzun süreli ve eğlenceli bu geziden sonra karnımız acıkmıştı. Gelmişken Emre arkadaşımızın da tabiriyle ‘meşhur’ olan bir şey yiyelim dedik. Özellikle turistlerin tercih ettiği yerlerden bir yerde oturduk. Göreme’ ye özgü yemekleri başka bir yerde de bulmamız pek mümkün değilmiş zaten. Turistlerden gördüğümüz kadarıyla ‘Testi Kebabı’ yemeye karar verdik. Çok ahım şahım bir şey değildi aslında. Türlü yemeği gibiydi. Ama sunuş açısından insanda merak uyandırıyordu. Yemeği küçük boyutlu bir testinin içinde pişiriyorlar ve ortadan kırarak üstünü açıyorlar ki yiyebilelim.

Karnımız da doyduktan sonra Kayseri’ye doğru yol aldık. Yemek ve yorgunluktan sonraki uykuya paha biçilemez. Yolu da uyuyarak değerlendirdik. GENKÖK ‘de yoğun bir Python eğitimi ise bizi bekliyordu.


Sonuç olarak güzel bir ekibiz ve daha da iyi olacağımıza inanıyorum. Bir güne çok şey sığdırabiliyoruz. Hem çok yönlü öğrenirken hem de eğleniyoruz. Çok daha yoğunu bizi bekliyor bunun da farkındayız. Birlikte güzel işler başaracağız. Bizim için bu kadar emek veren ve her ayrıntıyı düşünüp elinden geleni yapan, bunun içinde bütün imkanları seferber eden Ahmet Raşit Hocamıza ne kadar teşekkür etsek az. Onun için yapabileceğimiz en iyi şey ona iyi bir rakip olmak gibi gözüküyor. Besle kargayı oysun gözünü hesabı :)

Sevgilerle
Cansu TEKİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder