21 Ağustos 2014 Perşembe

11 Ağustos Haftası

11 Ağustos haftası Bayes ve  Django üzerine deneyim kazanıldığı bir haftaydı. Bir önceki hafta başladığımız çalışmayı bu hafta daha da geliştirdik ve çalışan bir web uygulaması geliştirdik. Bayes'i ne kadar önemsediğimden daha önce de bahsetmiştim; bu çalışma Bayes üzerinde daha fazla zaman geçirmek açısından bence gayet güzel bir fırsat. Geliştirdiğimiz analiz yaklaşımını Django ile entegre ederek hem içerik, hem de şekil yönünden olgunlaşmış bir ürün ortaya çıkardık. İstatistiğin mantığını anlamak büyük bir önem arzediyor

Skype konuğumuz olan Yrd. Doç. Dr. Ömer Sinan Saraç da istatistiğin önemini çok güzel bir şekilde vurguladı. Düşüncelerinden ve yaklaşımlarından büyük dersler çıkardığım Sinan Hocamız Machine Learning (Makina Öğrenmesi) konusunda bizlerin iştahını açtı; bu konuda kendimizi geliştirmek için izlediğimiz yolu güncel yazılardan takip ediyorsunuzdur.
Diğer değerli konuğumuz Selin Arslanhan Memiş ise bizlere bambaşka bir dünyanın kapılarını açarak birbirinden çok uzak gibi görünen iki farklı disiplinin nasıl bir araya getirileceğini gösterdi. Ekibimizin ufkunu fazlasıyla açan bu Skype görüşmesinde notlarımızı aldık ve vizyonumuzu genişleterek yeni bakış açıları elde ettik.

Bu haftanın son konuğu ise değerli iş adamı Ali Can Akkaş oldu. Akşam yemeği eşliğinde keyifli bir sohbet ettik kendisiyle, ve iş dünyasına ilişkin birçok kavramı doğrudan kendisinden dinleme fırsatı bulduk. Sanırım gecenin en önemli mesajı, sınırlarımızı genişletmekti. Öğrenilmiş çaresizliğin insanın önündeki en büyük engel olduğunu bizlere birkaç kez hatırlattı.

Bu hafta gerçekleştirdiğimiz bir başka çalışma ise, uzaktan çalışma alıştırmasıydı. Birbirinden bir günlüğüne fiziksel olarak uzakta olan ekibim çeşitli iletişim araçlarını kullanarak o günkü çalışmalarını gerçekleştirmeye çalıştı. Ben de fırsattan istifade kendi işlerime yoğunlaştım :)

11 Ağustos haftasına dair bahsetmek istediğim bir diğer konu ise, ofis dışında gerçekleştirdiğimiz çalışmalar. Hem biraz hava almış oluyoruz, hem de ortam değiştirerek zihnimizi ferahlatıyoruz. GenKök'ün giriş merdivenlerinden gerçekleştirdiğimiz bu haftanın ilk çalışması Bayes üzerineydi, merdivenin alt kısımlarında oturduğum ve ekibimin arkamda dizilerek ekranımı izlediği bu çalışmada birçok kritik noktanın nasıl aşılacağını birlikte konuştuk. İkinci çalışmamızda ise bir beyaz tahtayı Merkez'in girişine taşıyarak bir ticari oluşumun nasıl ortaya çıkıp nasıl ilerlemesi gerektiğinden bahsettim. Ali Can ile yaptğımız görüşmeden sonra gerçekleştirdiğimiz bu eğitimde şirketler üzerine birçok konudan bahsettim. Gece 3 civarında tamamladığımız bu çalışma, ekip üyelerinin içlerinde zaten var olan girişimcilik ruhunu iyice alevlendirdi. Bir diğer çalışmamızı ise biraz daha uzakta, bir Starbucks'ta gerçekleştirdik. Müdavimleri bilirler, Starbucks bireysel çalışmalar veya ekip çalışmaları için çok uygun bir yerdir ve mutlaka büyük bir toplantı masası bulabilirsiniz. İçeceğinizi alarak bir köşeye çekilir ve hem kahve kokularının, hem de özenle oluşturulmuş ambiyansın keyfini çıkarak üzerinde çalıştığınız şeye uzun süreler konsantre olabilirsiniz. Biz de bu ortamın keyfini çıkararak güzel güzel kod yazdık. Ve tabi Merkez'in lobisinde izlediğimiz filmi de unutmamak gerek. Film izlemeyi bir çalışma olarak görmeyebilirsiniz, ancak bence insanın zihin dünyasını harekete geçirerek o zamana kadar düşünmediği şeyleri düşünmesini tetikleyebiliyor. Ayrıca hepimizin üzerinde konuşabileceği biyoinformatik dışı bir konu yaratarak aramızdaki iletişimin de sağlıklı kalmasını sağlıyor.

Tam haftayı ağzımızın tadıyla bitirdik derken, pek de hoş olmayan bir durumla karşılaştık. Bir kuruma, bir şehre, hatta bir ülkeye kimliğini ve kaabiliyetlerini kazandıran şey, oranın kültürüdür. GenKök gibi bir yere yakışmayan ve bence severek çalışmanın ne demek olduğunu anlayamayan bir zihinden çıkan bir şikayet haftasonumuzu yoğun bir şekilde etkiledi. Takipçilerimiz ne kadar yoğun ve verimli bir şekilde çalıştığımızı zaten biliyorlar, ancak özetle iş yapmamakla suçlandık. Eğlenerek gerçekleştirdiğimiz birçok etkinliğin aslında boş işler olduğu söylendi açıkça. Hatta Skype görüşmelerimizin aslında anlamsız olduğunu ve ne işe yaradığını bir türlü anlamadığını ifade etti o kişi. Zaten bunu anlayamayan bir kişinin yaptığımız işleri takdir etmesini beklemek saflık olurdu, ancak sinek küçük de olsa mide bulandırır. Aslında daha sonra yapmayı planladığımı bir çalışmayı öne almaya karar verdim, ve yaptığımız işleri kağıda döktük. Bu çalışma sonrasında aslında ne kadar çok çalıştığımızı ve yaptığımız şeyleri de ne kadar iyi bir şekilde kaydettiğimizi açıkça görmüş olduk. 564 sayfa tutan raporumuzu 4 bölüm şeklinde gruplandırdık, üzerinde biraz daha çalışarak nihai bir rapor haline getirmeyi ve çalışmalarımız sona erdiğinde sizlerle paylaşmayı planlıyorum. 

Çağla ve Evrim bizimle geçirdikleri sürenin sonuna geldiler ve aramızdan ayrıldılar. Çok farklı ve renkli kişiliklere sahip yetenekli iki insan daha tanıdığım ve onlarla birlikte çalışma fırsatını bulduğum için çok mutlu olduğumu ifade etmeliyim. Ekibimiz bu ayrılışa rağmen küçülmedi ve iki yeni misafirimiz daha var. Detayları bir sonraki haftanın özetinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder